GÖRÜNTÜLÜ

Halep’te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın eserleri okunuyor

Şêxmeqsûd ve Eşrefiye Mahallesi halkı, her gün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Savunmaları ve farklı kitaplarını okuyor, başlıklar altında tartışmalar yürütüyor.

Dünyanın dört bir yanında 10 Ekim'de aralarında akademisyen, gazeteci, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, parlamenterler, aktivistler, Nobel Barış Ödüllü filozoflar, kadın örgütleri temsilcileri ve tanınmış kişiler "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" hamlesi başlattı.Bu hamle kapsamında Kürt dostları, 10 Aralık'ta “Abdullah Öcalan'ın Kitaplarını Okuma Günleri” kampanyasını başlattı. Uluslararası alanda başlatılan bu kampanyaya Kuzey-Doğu Suriye halkları da aktif bir şekilde katılıyor.

Kuzey-Doğu Suriye’nin tüm kentlerinde olduğu gibi Halep'in Şêxmeqsûd ve Eşrefiye Mahallesi’nde yaşayan halk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kitaplarını okuyor. Uygarlık: Maskeli Tanrılar ve Örtük Krallar Çağı, Kapitalist Uygarlık: Maskesiz Tanrılar ve Çıplak Krallar Çağı, Özgürlük Sosyolojisi, Orta Doğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık Çözümü ve Demokratik Ulus Çözümü: Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak adlı kitapları belirlenerek Önder Öcalan’ın tüm kitapları okunacak. 4 grup halinde örgütlenen kadın meclis ve komününde 121 kadın, Önder Öcalan'ın kitaplarını okuyor. Ayrıca genel meclis ve komünlerinde grup şeklinde örgütlenen yüzlerce kişi de kitap okumaya katılıyor.


Şehit Gûlê Selmo Meclisi’nde bir araya gelen kadınlar şu ana kadar Kürt Halk Önderi Öcalan'ın ilk dört savunmasını tamamlayarak 5. (Demokratik Ulus Çözümü: Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak) savunmasına başladı. 36 kişiden oluşan kadın grubu her bir başlık ardından tartışmalar yürütüyor.

5. SAVUNMANIN DİL VE KÜLTÜR BAŞLIKLARI TARTIŞILDI

Tartışma esnasında değerlendirmelerde bulunan Leyla Elo, “Önder Apo’nun 5. savunmasında kültür ve dilden bahsediyor. Halkların dili ve kültürü yaşama bakış açısından ve tarzından direk anlaşılıyor. Her halkın kendine has kültürü ve dili var. Halklara yönelik soykırım da kültür ve dil üzerinden gerçekleşiyor” diyerek görüşlerini belirtti.

Zelûx Îzzet Ebdo da tartışmalara katılarak, görüşlerini şu sözlerle paylaştı: “Halkların, dili ve kültürü yok edilmek isteniyor. Halkların düşmanı olan kapitalist sistemin yaratıcıları, halkları özünden koparmak istiyor. Özellikle Kürt halkına dönük büyük bir zulüm uygulanıyor. Ana dili olan Kürtçe kabul görülmüyor. Kürtçe, halkların dilinin mayasıdır. Fakat bir halkın dili engelleniyor, yasaklanmaya çalışılıyor. Bu şekilde de Kürt halkını yok etmek istiyorlar. Bir halkın varlığı diliyle elde edilir. Dilimizi yasaklayarak varlığımıza son vermek istiyorlar. Toplumsal kültür ise yozlaştırılmak isteniyor. Kültür deyince hümanizm, dayanışma, birliktelik, saygı, sevgi ve ortak yaşam şartların oluşturulması olarak da değerlendirebiliriz. Fakat bugün kapitalizm kültürleri yok ederek yoz bir yaşam modeli oluşturmaya çalışıyor.”

HALKLARI BİR ARADA TUTTU

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kitaplarının günlük okunduğuna dikkat çeken Fatma Emîr, “Kadınlar olarak bir araya geliyor ve kitapları okuyoruz. Okumakla da kalmıyoruz her kadın arkadaşımız değerlendirmede bulunuyor. Fikir alışverişlerimiz oldukça zengin. Farklı görüşleri dinlemek, farklı yorumlara da sahip olmak fikirsel derinleşmeye katkı sunuyor. Önder Apo’yu okuyarak kim olduğumuzu, ne istediğimizi kavrıyoruz. Önder Apo’nun paradigması sadece Kürt halkı için değildir. Önder Apo, halkları kucaklayan bir Önderdir. Bugün Önder Apo her yerde okunuyor, paradigması dünyaya yayıldı. Önder Apo’nun paradigması sayesinde halkların kardeşliği sağlandı. Eğer Önder Apo, demokratik ulus projesine önem vermeseydi halklar bir arada yaşayamazdı. Önder Apo, halkları birlik ve beraberliğe yönlendirdi” diyerek Önder Öcalan’ı okumanın önemine vurgu yaptı.

Ciwana Keçxemîs ise, Önder Öcalan’ın paradigmasına değinerek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Önder Apo, kitaplarında adalet, eşitlik ve çözüme sürekli dikkat çekiyor. Halklara dönük perspektifinde savaş ortamına çözümü derinlemesine ele alıyor. Halklar arasında sevginin tekrar nasıl yeşertilebileceğini, gençleri kültür ve ahlak doğrultusunda yetiştirme gibi konulara özen gösteriyor. Toplumun gelişmesinin kültürü ve diliyle olacağını bizlere göstererek pusulamız oluyor. Önderlik 21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağı belirlemesiyle kadınlara öncülük misyonu biçti ve kadınların toplumu yeniden özüne kavuşturacağını, ayaklandıracağını dile getirdi. Önderliği okuyarak, paradigmasını toplum içerisinde yaygınlaştırıyoruz. Kadınlar olarak Önder Apo’nun felsefesini, ilmini ve paradigmasını yaymak temel görev ve sorumluluğumuzdur.”